Hızlı Konu Açma

Hızlı Konu Açmak için tıklayınız.

Son Mesajlar

Konulardaki Son Mesajlar

Reklam

Forumda Reklam Vermek İçin Bize Ulaşın

ultrAslan Kısa Tarihi, Kuruluşu; Sancılı Büyüme...

Tusunami

Fahri Üye
Fahri Üye
Galatasaray
Katılım
28 Temmuz 2013
Mesajlar
47
Tepkime puanı
9
Puanları
0
Konum
Universe
Web sitesi
www.twitter.com
BU YAZI MEHMET SENOL TARAFINDAN YAZILMISTIR

VE TRIBUN DERGISINDEN ALINMADIR.


Aralık 2000 ayının sonlarında
bir yandan da standda kurulmuş bazı grafik çalışmaları gözden geçiriyordu...


Bu toplantı nereden çıkmıştı? Kimler Galatasaray tribünlerinin önde gelen isimlerini buraya toplamayı akıl etmişti? Ve en önemlisi
bu toplantı neden yapılıyordu?


Salonun ucuna kurulmuş kürsüde 9 kişi vardı. Bunlardan ikisiyle toplantıdan önceki günlerde tanışmış ve bir yemek yemiştik. Bana bu oluşumun nedenlerini anlatmışlar ve birbirimizi yakından tanımıştık. Açıkçası
özellikle kendi ellerimizle hazırladığımız "sopalı pankart"larla (Fenerbahçe maçında) bir renk getirdiğimize inanıyorduk (dergi de bu grubun öncülüğünün eseridir zaten)...


Kapalı tribün
yani Kapalı'nın göbeğindekilerin Galatasaray'ı bizim gibi yaşadıklarini pek düşünmüyordum.


Ayrıca sürekli bağırıyorlardı. Böyle bir "nefes gücü"ne sahip olmadığımız için ve daha da önemlisi bağırmanın dışında maçı da seyretmek istediğimiz için o grupla uyuşamazdık. İkincisi
futbol dışında hayatlarında hiçbir şey olmadığını düşündüren davranışlar vs...


Ama işte o gün
karşımızdaki kürsüde yan yana dizilmiş olarak Kapalı'nın Gobeği'nin emektar elemanları oturuyordu. Ve son yılarda bizim de hissederek aramızda tartışmaya başladığımız "başarı yorgunluğu"nun olumsuz etkilerini bir sorun olarak bizimle paylaşmak istediklerini anlatıyorlardı.


Açıkçası
Kapalı'nın ortası hakkında o zamana kadar bizim algıladıklarımızın sorgulanması için bu toplantının yapılmış olması bile yeterliydi!


İlk önce bir video gösterisi yapıldı. Işıklar söndü ve salonda 63 kişi Galatasaray'ımızın 15 yıllık tarihini izlemeye başladık... Tribünleri seyrettik. Salkım saçak Kapalı'yı
kulakları titreten tezahüratları ve bütün gösteri boyunca salona yansıyan "heyecanı"...


Evet
artık birer "seyirci" gibi maçları seyretmeye başlamıştık.


Elbette
Mallorca maçları örneğin...)


Toplantıda video
yaşanan tezatı çok açık seçik ortaya koyuyordu gerçekten...


Işıklar yandı ve kürsüde 9 kişi sırayla konuşmaya başladı. Takımın başarısına ters oranlı giden tribünlerden bahsettiler... Tribünlere gelen insanların artık birbirlerini tanımadıklarını
kopuk olduklarını anlattılar. Bu bir sorundu ve bu toplantı bu sorunu tartışmak ve eğer varsa çözüm yolları geliştirmek için düzenlenmişti. Toplantıya katılanların her biri Kapalı'da yer alan değişik grupların temsilcilerindan seçilmişti... 63 kişinin her biri elbette ki bir grubu temsil etmiyordu. Aynı gruptan 2-3 kişi de gelmişti... Ama sonunda Kapalı'ya düzenli gelenlerin tümü oradaydı...


Benim gözlerim ise
bi bakalım hele" diyerek... Ama gelmişlerdi...


Neden "rahatladım" diye ifade ettiğimi
elbette güçlünün galibiyetiyle bitmişti.


Kişisel olarak fikrim
davranış ve tavırlarına şahit olmama rağmen...


Çünkü bir trübün müdavimi olarak haklarını teslim etmem hiç de zor değildi. Onlar olmasaydı
böyle bir durumda tribünün enerjisinin çook aşağılara çekileceği de açıktı.


Toplantıda Kapalı'nın ortasının temsilcilerini gördüğümde rahatlamamın elbette bir başka nedeni daha vardı. Çünkü kişisel olarak
arkadaşlarıyla birlikte Reis ve arkadaşlarına sunulmak üzere Avrupa tribünlerindeki gelişmeleri gösteren bir "slide-show" hazırlamaya bile girişmişlerdi.)


Kapalı'nın ortasının
bütün Türkiye tribünleri için de aslında böyle bir kopuşa gereksinim var (ve ilk emareleri de görünmeye başladı).


Basında sık sık belirtilen "paralı amigolar"ın yerini artık yeri yurdu belli
ama gelecekte muhakkak olacaktır. O zaman yapılması gereken şey: Grubun üyesi olma "nedenlerini" yeniden tanımlamak ve bunu organize etmektir.)


Aralık sonunda düzenlenen toplantının bu yolda atılmış önemli bir adım olduğu daha sonraki gelişmelerle ortaya çıktı. O gün akşamın geç saatlerine kadar konuşulan konular arasında bunlar da vardı. Özellikle
herkesin kendi yolunda gitme kararı vermesinden endişe ediyorduk" diyerek o günlerdeki ruh hallerini çok güzel ifade diyorlardı...


İsim nasil kondu? Ne ifade ediyordu?

Birinci toplantıdan yenilenmiş bir heyecanla çıkan insanlar
aradan geçen bir ay zarfında Yeni Oluşum adını çevrelerine duyurmuşlardı bile... Hemen kapalı bir "mailing-list" kurularak toplantıda oluşan heyecanın sürekliliği sağlandı ve etkili bir iletişim kanalı yaratıldı. (İlk bir haftada listeye gelen mail sayısı 1.000'e yaklaşmıştı!)


Kulaktan kulağa dolaşan "yeni grup kuruluyor" sözleri
geçmişle kıyaslamasın ve karıştırmasın..."


Ama en önemli karar ise şuydu: "Bu oluşumun başlıca hedefi
birlikte hareket etmesini sağlamaktır."


Evet
bizler hakkında ne düşündüklerini ifade edebileceklerdi. Ortak payda tekti: "Galatasaray sevgisiyle Galatasaray tribünlerini dünyanın 1 numaralı tribünü yapabilmek..."


Yeni Oluşum
evrensel düşünmüştü.)


Ultra adını bir şekilde gruba vermenin nedeni neydi? Bilindiği gibi "ultra"
genişletilmiş bir toplantı kararı alındı.


Hızlı Başlangıç

ultrAslan
organizasyon ve ultrAslan hakkında hazırlanan broşürler tribünlere dağıtıldı. Kapalı taraftarı ultrAslan ismiyle ilk kez orada tanıştı.


ultrAslan'ın ikinci büyük "tribün show" etkinliği Galatasaray'ın şampiyonlar Ligi'ndeki kritik Milan maçı için düşünülen dev bayrak oldu. Bu bayrak
yağmur altında yılmadan çalıştı ve sonuç tüm dünya basının ertesi gün övgüyle bahsettiği büyük "tribün show" oldu...


Bu organizasyon
Telsim söz verdiği maddî desteğe de uymamış ve bakiyenin yarısını vermemişti!)


Milan maçı için yapılan hazırlıklar sadece büyük bayrakla sınırlı değildi. Daha ultrAslan doğmadan önce bir Fenerbahçe maçında Kapalı'dan bir grubun hazırladığı
ultrAslan'ın artık ciddî bir muhatap olarak kabul edildiğinin de bir göstergesiydi.)


Ama ultrAslan
takım-taraftar bütünleşmesinin varabileceği noktayı çok güzel örnekliyordu.


ultrAslan'ın tüm Türkiye kamuoyu tarafından tanınmasına yol açan en büyük etkinlikler
17 Mayıs'ın yıldönümü yürüyüşü ve Florya ziyareti gibi etkinlikler ultrAslan'ın tribünler nezdinde prestijinin daha da artmasına yol açtı.


Kurucular Kurulu'na verilen kontenjan referanslarıyla 27 Mart'ta Park Cafe'de yapılan 320 kişilik Genişletilmiş Toplantı
daha sonra da ultrAslan.com sitesini kurdu.


Sorunlar
Sorular

Buraya kadar

Gelelim esas soruya... Bütün bu kuruluş dönemi boyunca
başlangıçta özlenen ve beklenen grup olma ruhu oluştu mu? Bu soruya hemen evet yanıtı vermek veya kestirmeden "hayır" demek bana güç geliyor.

Evet
internet'ten birbirlerinin isimlerine aşinalar...


Ancak ultrAslan'ı zorlayan bazı problemler varlığını sürdürüyor. Maddî problem bunlardan birincisi... Gönüllü yardımlarla ayakta duran bir taraftar grubu olarak
hem kısa sürede oluşan enerjinin hemen tümünü almaya başladı hem de oluşmaya başlayan bürokrasi yüzünden maddî bir süreklilik kaygısının ön plana getirilmesine yol açtı.


Daha bir ay önce birbirleri arasında faaliyetlerden/projelerden bahseden ekip
oluşan enerjinin sezon başına örgütlü bir biçimde yönlendirilmesi ve grup olmayı sağlayacak etkinliklerin ön plana getirilmesi daha iyi olmaz mıydı?


Bu sorular pek ifade edilmese de bir rahatsızlık unsuru olarak kalmaya devam ediyor. Özellikle gençlerin enerjisinin
iş zamanı geldiğinde herkesin ortadan "kaybolması" anlamında...


Bir basın ilanı için ilk günlerin heyecanıyla bir anda 2
ultrAslan'in kendine yarattığı bürokrasiyi ancak yaşatabileceği ortada...


Ama ultrAslan'ın sezon başında namının
gücünden daha önde gitmesinin getirdiği bir yenilik de oldu. Tarihî Galatasaray Kapalısı'nın ortasının adı "ultrAslan tribünü" olarak değiştirildi. Bir taraftar grubu için bir takımın stadına adını vermek çok önemli bir gelişme olarak gösterilebilir. Hele Galatasaray gibi taraftarına pek önem vermeyen bir takım için...


Yönetimin yaptığı böyle bir "jest"in kombine satışlarını artırmaya yönelik bir hesaba dayandığını görmemek mümkün değil. Üstelik
başlangıçta haberi alarak sevinen birçok ultrAslan'ın hevesini kursağında bıraktı.


Oysa ki
tutulamasa bile en azından bugünku kriz ortamında taksidinin daha uzun vadeye yayılmasıydı.


Bu konudaki beklentinin gerçekleştirilememesi
kombine satışlarının sonuna doğru yöneticileri sıkıştırarak taksit miktarını 6'ya çekmeyi başardı ama hem oldukça gecikilmişti hem de bu koşullarla yöneticilerin verdiği yer Kapalı'nın yan taraflarıydı bu sefer...


Ancak yine de bu süreçten olumlu bir sonuç çıktı. Kapalı'nın ortası diye adlandırdığım grup ile ultrAslan'ın çatısına giren diğer gruplar ortada yer aldılar. Geçtiğimiz yıl 6 Mayıs'ta (unutulacak tarih mi!) Kadıköy'de Galatasaray'lılara ayrılmış bölümde tezahüratı yönlendiren Galatasaray tribün liderlerinin üzerindeki kırmızı
yine sadece onlar var.


Kısacası
bunun bile azımsanmayacak bir başarı olduğunu düşünüyorum.


ultrAslan'ı zorlayan bir önemli sorun
ultrAslan'nın dev adımlar atacağı muhakkak (çünkü en temel birlikteliği başarmış durumda; altyapıyı kuruduktan sonra üstünü çıkmak zor olmasa gerek).


Dolayısıyla faaliyetlerin çoğu hâlâ orta kuşak
gençleri daha aktif bir çalışma ortamına çekecek ikna edici bir örgütlenme hâlâ kurulamamış durumda...


Aslında teorik olarak etkin çalışmayı sağlayacak bir bu çalışma grupları modeli var. Kâğıt üzerinde etkili bir taraftar örgütlenmesine işaret eden bu model
heyecan geçmeden verili modelin içine oturtmak ve çalışma gruplarını aktif biçimde harekete geçirmek gerekir. Bu konuda daha da gecikilmemesi gerektiği açık.


ultrAslan'ın camiayla ilişkilerini düzenlemesi de aslında önemli bir problem ve bugün ortaya çıkmasa da ilerde muhakkak bir şekilde gündeme gelecek. Galatasaray camiasının yapısı konusunda artık daha fazla konuşmak yersiz. İçine kapalı
ama yöntemler konusunda farklı düşünceler var yani...


Peki
yönetimde kendini "ultrAslan" olarak tanımlayan arkadaşlarının olması) ultrAslan yönetimini de güç durumda bırakıyor ve tepkilerin ifade edilmesinde yüzünün "yumuşak" olmasına yol açıyor... Bu konuda da bağımsız ve öznellikten sıyrılmış bir stratejinin saptanması acil güncelliğini koruyor hâlâ...


ultrAslan daha 8 aylık bir bebek. Genç Galatasaraylılar Derneği ise kurulalı henüz 2 ay oldu. Ama rakip tribünlerin de kabul etmek zorunda kaldıkları gibi
bir grup olmak gerçekten çok zor.


Ama diğer yandan da düşünüyorum
ona halel gelmesin istiyor... En sert tartışmalar bile sonunda uzlaşmayla sonuçlanıyor.


ultrAslan'ın esas çağrısı
Galatasaray'ın Türkiye tribün tarihine açtığı bu "ilk" sayfanın etkisini düşünsenize... İşte bu "ilk"in heyecanını devamlı kılmak da ultrAslan üyelerinin elinde. <div>
__________________
Bekle zafer şarkılarıyla geçişimizi


Konu kont_dracula tarafından (28/04/08 Saat 13:34 PM ) değiştirilmiştir.
 

Users Who Are Viewing This Konu (Users: 0, Guests: 1)

Üst