- Katılım
- 28 Temmuz 2013
- Mesajlar
- 47
- Tepkime puanı
- 9
- Puanları
- 0
- Konum
- Universe
- Web sitesi
- www.twitter.com
Tonyukuk’un, kendi adına diktirdiği kitabesinden; Göktürkler, Juan Juan Devleti’nin elinde esir iken doğduğu anlaşılıyor. Esaretten Kutlug Kağan ile birlikte kurtulmuş ve Göktürk Devleti’nin kuruluşunda görev almıştır.
Bilge Kağan’a vezirlik yapmanın yanı sıra, ona kızını vererek kayınpederi de oldu.
İyi bir stratejist ve taktik ustası olmasından ötürü, batılı Türkologlar onun için “Türkler’in Bismarc’ı” ifadesini kullanır.
Tonyukuk, kendisi adına diktirdiği kitabesinde kendini şöyle anlatıyor:
“Tanrı yarlığadığı (nasip ettiği) için Türk Budun içinde silahlı düşmanı gezdirmedim. Damgalı atı koşturmadım. İlteriş Kağan çalışmasaydı; ona uyarak ben kendim çalışmasaydım, il de millet de yok olacaktı. Çalıştığım için il, il oldu; millet de millet oldu. Kendim artık kocadım. Şimdi Bilge Kağan, Türk Budununu iyi idare ederek tahtında oturuyor.”
Türklerin Budizm dinine girmesini engelleyen Vezir Tunyukuk, aynı zamanda Türk milletinin surlarla çevrili şehirlere yerleşerek, Çinliler tarafından yeniden köle edilmesini de engellemesiyle bilinmektedir. Milletine her zaman yol gösterici olan Tonyukuk, açlıktan tokluğa, kölelikten bağımsızlığa erişen milletinin yaşayışını şöyle anlatıyor:
“Karakurum’da tavşan yiyerek, geyik yiyerek oturuyorduk. Budunun boğazı tok idi. Düşmanımız çevrede ocak gibi idi. Biz ateş idik.”
Doğum tarihi bilinmese de, Tonyukuk’un ölümü 726 yılına rastlar. Tonyukuk’un hatırası, ölümünden sonra Bilge Kağan tarafından Bain-Cokto adlı mevkide yaşatıldı.
Orhun Yazıtları, Göktürk İmparatorluğu'nun en ünlü hükümdarı Bilge Kağan devrinden kalma altı dikilitaştır. Moğolistan'ın kuzeyinde, Baykal Gölü'nün güneyinde, Orhun Irmağı vadisindeki Kocho Saydam Gölü yakınlarındadır.
Kültigin ve Bilge Kağan yazıtları, Kocho Tsaydam bölgesindeki Orhun Irmağı civarında, Bilge Tonyukuk yazıtları ise yaklaşık 360 kilometre uzakta, Tola Irmağı'nın yukarı yatağındaki Bayn Tsokto bölgesindedir.
Orhun Irmağı civarında olmamasına rağmen Bilge Tunyukuk yazıtlarının da Orhun yazıtlarıyla birlikte düşünülmesi, anılması Kültigin ve Bilge Kağan yazıtları ile aynı döneme ait olması ve aynı konuları içermesindendir.
Yazıtlar Türk dili, tarihi, edebiyatı, sanatı, töresi hakkında önemli bilgiler verir. Türk ve Türkçe adı, ilk kez Doğu Göktürkler dönemine ait bu yazıtlarda geçer.
Yazıtların özellikle üçü çok önemlidir. İki taştan oluşan Tunyukuk 716, Kültigin 732, Bilge Kağan 735 yılında dikilmiştir. Kültigin yazıtı, Bilge Kağan'ın ağzından yazılmıştır. Kültigin, Bilge Kağan'ın kardeşi, ihtiyar Tonyukuk ise veziridir.
Anıtların olduğu yerde yalnızca dikilitaşlar değil, yüzlerce heykel, şehir harabeleri, taş yollar, su kanalları, koç ve kaplumbağa heykelleri ile sunak taşları da vardır.
Orhun Yazıtları'nı 1889'da Rus tarihçi Yardintsev buldu. 1890'da Fin, 1891'de de bir Rus heyeti incelemeler yaptı. Ancak bu heyetler yazıları çözemedi. 1893'de Danimarkalı bilgin Vilhelm Thomsen, yazıtları okumayı başardı.
Alfabe, dördü sesli, dördü sessiz harften oluşuyordu. Harfler birbirine birleştirilmiyor, kelimeler de iki nokta üst üste konularak ayrılıyordu. Orhun Yazıtları'nda yazılar yukarıdan aşağıya yazılmış ve sağdan sola doğru istiflenmişti.
Bilge Kağan’a vezirlik yapmanın yanı sıra, ona kızını vererek kayınpederi de oldu.
İyi bir stratejist ve taktik ustası olmasından ötürü, batılı Türkologlar onun için “Türkler’in Bismarc’ı” ifadesini kullanır.
Tonyukuk, kendisi adına diktirdiği kitabesinde kendini şöyle anlatıyor:
“Tanrı yarlığadığı (nasip ettiği) için Türk Budun içinde silahlı düşmanı gezdirmedim. Damgalı atı koşturmadım. İlteriş Kağan çalışmasaydı; ona uyarak ben kendim çalışmasaydım, il de millet de yok olacaktı. Çalıştığım için il, il oldu; millet de millet oldu. Kendim artık kocadım. Şimdi Bilge Kağan, Türk Budununu iyi idare ederek tahtında oturuyor.”
Türklerin Budizm dinine girmesini engelleyen Vezir Tunyukuk, aynı zamanda Türk milletinin surlarla çevrili şehirlere yerleşerek, Çinliler tarafından yeniden köle edilmesini de engellemesiyle bilinmektedir. Milletine her zaman yol gösterici olan Tonyukuk, açlıktan tokluğa, kölelikten bağımsızlığa erişen milletinin yaşayışını şöyle anlatıyor:
“Karakurum’da tavşan yiyerek, geyik yiyerek oturuyorduk. Budunun boğazı tok idi. Düşmanımız çevrede ocak gibi idi. Biz ateş idik.”
Doğum tarihi bilinmese de, Tonyukuk’un ölümü 726 yılına rastlar. Tonyukuk’un hatırası, ölümünden sonra Bilge Kağan tarafından Bain-Cokto adlı mevkide yaşatıldı.
Orhun Yazıtları, Göktürk İmparatorluğu'nun en ünlü hükümdarı Bilge Kağan devrinden kalma altı dikilitaştır. Moğolistan'ın kuzeyinde, Baykal Gölü'nün güneyinde, Orhun Irmağı vadisindeki Kocho Saydam Gölü yakınlarındadır.
Kültigin ve Bilge Kağan yazıtları, Kocho Tsaydam bölgesindeki Orhun Irmağı civarında, Bilge Tonyukuk yazıtları ise yaklaşık 360 kilometre uzakta, Tola Irmağı'nın yukarı yatağındaki Bayn Tsokto bölgesindedir.
Orhun Irmağı civarında olmamasına rağmen Bilge Tunyukuk yazıtlarının da Orhun yazıtlarıyla birlikte düşünülmesi, anılması Kültigin ve Bilge Kağan yazıtları ile aynı döneme ait olması ve aynı konuları içermesindendir.
Yazıtlar Türk dili, tarihi, edebiyatı, sanatı, töresi hakkında önemli bilgiler verir. Türk ve Türkçe adı, ilk kez Doğu Göktürkler dönemine ait bu yazıtlarda geçer.
Yazıtların özellikle üçü çok önemlidir. İki taştan oluşan Tunyukuk 716, Kültigin 732, Bilge Kağan 735 yılında dikilmiştir. Kültigin yazıtı, Bilge Kağan'ın ağzından yazılmıştır. Kültigin, Bilge Kağan'ın kardeşi, ihtiyar Tonyukuk ise veziridir.
Anıtların olduğu yerde yalnızca dikilitaşlar değil, yüzlerce heykel, şehir harabeleri, taş yollar, su kanalları, koç ve kaplumbağa heykelleri ile sunak taşları da vardır.
Orhun Yazıtları'nı 1889'da Rus tarihçi Yardintsev buldu. 1890'da Fin, 1891'de de bir Rus heyeti incelemeler yaptı. Ancak bu heyetler yazıları çözemedi. 1893'de Danimarkalı bilgin Vilhelm Thomsen, yazıtları okumayı başardı.
Alfabe, dördü sesli, dördü sessiz harften oluşuyordu. Harfler birbirine birleştirilmiyor, kelimeler de iki nokta üst üste konularak ayrılıyordu. Orhun Yazıtları'nda yazılar yukarıdan aşağıya yazılmış ve sağdan sola doğru istiflenmişti.