- Katılım
- 28 Temmuz 2013
- Mesajlar
- 391
- Tepkime puanı
- 1
- Puanları
- 0
Oyun sektöründe bilhassa FPS türü oyunların günden güne sıradanlaştığını, birbirini tekrar ettiğini görüp duruyoruz. Sanki hep aynı kişi yazıyormuşçasına kullanılan senaryolar, kahramanlık öyküleri, neredeyse tamamen scriptlerden oluşmuş oyun mekanikleri… Tüm bunlardan biraz sıkılmadık mı? Ubisoft da tamamen böyle düşünmüş ve geçtiğimiz aylarda çıkan Far Cry 3’e bir ek paket yapmış; Blood Dragon. Aslında Blood Dragon için bir ek paket demek de doğru olmaz zirâ asıl oyunla neredeyse hiçbir ilgisi yok ve ondan bağımsız olarak da satın alınıp oynanabiliyor. Aslında Ubisoft’tan beklemediğim kadar cesur bir hareket bu bence. “Madem FPS’yi bir adım daha ileriye taşıyamıyoruz, neden biraz nostalji yapmayalım?” diye düşünmüşler ve Blood Dragon’u yaratmışlar.
Blood Dragon tamamen “retro” temâlı, 80’lerin bilimkurgu – aksiyon filmlerine göz kırpan, 90’ların oyun dünyasına el sallayan bir yapım. Kulağa ne kadar da muhteşem geliyor değil mi? Garip renk kullanımları, sunum şeklindeki ara sahneler, abartılı diyaloglar, absürd kostümler, saçma tasvir edilmiş 2000’ler gelecek senaryosu… İşte elimizdeki oyun tam da bunlardan ibaret. 2007 yılındayız ve yine ortada bir kıyamet var. Adeta bir özel üretim siber komando Rex Colt olarak bizim görevimiz ise her zamanki gibi kızı kurtarmak, düşmanları öldürmek ve dünyayı kurtarmak. Ne bekliyordunuz ki?
[video=youtube;av5pqJaIeCk]http://www.youtube.com/watch?feature=player_embedded&v=av5pqJaIeCk[/MEDIA]
Blood Dragon sadece tek kişi oynanıyor ve çok da geniş bir içeriğe sahip değil. Buna rağmen Far Cry 3’ün tüm mekanikleri aynen kullanılıyor; sadece daha sadeleştirilmiş hâldeler. Aynı zamanda açık dünya oynanış ve o serbest görevler de bulunmuyor, böyle bir retro FPS’den bekleneceği gibi tamamen çizgisel bir şekilde yolumuza devam ediyoruz. Blood Dragon, çok da esprili bir yapım. Malumunuz, günümüz oyunlarında bazen öyle eğitim bölümleri bulunuyor ki, size kendinizi gerizekalı gibi hissettirebiliyor. Blood Dragon’da da tam da bunların bir benzeri bulunuyor ve yeni nesli çok başarılı şekilde “ti”ye alıyor. Kısacası, önce sağa sola bakmayı öğreniyoruz, aksiyona sonra dalıyoruz!
Her şeyde olduğu gibi, oyunun teknoloji kısmında da “geçmiş” havası hâkim. Tüm görseller fazlasıyla parlak ve heryerde neon ışıkları mevcut. Zaten kostümler, mekânlar vesaire de bu şekilde tasarlanmış. Üstelik kaplamalar ve fizikler de en az Far Cry 3’ün kendisi kadar başarılı. DirectX 11’in de yardımıyla, muhteşem patlama efektleri yine karşımızda.Silah sesleri 80’lerin bilimkurgu filmlerinden fırlama, seslendirmeler aynı şekilde abartılı. Aynı zamanda ana karakterimiz Rex Colt’u da Terminator, Aliens ve The Abyss gibi filmlerle iyi tanınan tecrübeli oyuncu Michael Biehn seslendirmiş.
Far Cry 3: Blood Dragon, uygun fiyatıyla ve stand alone ek paket özellikleriyle dikkat çeken bir yapım. Üstelik piyasanın iyice endüstriyelleşip, kendini tekrar ettiği günlerde ilaç gibi bir nostalji FPS. Üstelik buna rağmen çok iyi bir oynanabilirliğe ve görsellere sahip. Kısacası, geçmişi özleyenler için kaçırılmaması gereken bir oyun.
