Hızlı Konu Açma

Hızlı Konu Açmak için tıklayınız.

Son Mesajlar

Konulardaki Son Mesajlar

Reklam

Forumda Reklam Vermek İçin Bize Ulaşın

Biyolojiyi kim buldu

Siyah

Fahri Üye
Fahri Üye
Katılım
5 Haziran 2014
Mesajlar
6,948
Tepkime puanı
9
Puanları
1
Konum
Osmanlı
Biyoloji eski Latincede, bios, hayat ve logos, bilim kelimelerinin birleşiminden meydana gelmiştir. Canlı bilimi anlamına gelen Biyoloji canlıların yapısı, davranışları, birbirleri ve çevreleriyle olan ilişkileri, yeryüzündeki dağılışları, çeşitlilikleri ve vücutları içinde geçen temel hayat olayları biyolojinin konusunun içine girer. Peki Biyolojiyi kim buldu?
Biyolojinin tarihçesi çok eskiye dayanmaktadır. Biyoloji ile ilgili en eski ve en önemli belge, M.Ö. 1550 veya daha eski zamanda yazılmış Papyrus Ebers’tir. Bu belgede bitki ve hayvanlardan elde edilen ilaçlar yer almaktadır. Yaklaşık 1000 yıl sonra Yunanlı Hippokrates (M.Ö. 460-377) ve Aristo (M.Ö. 384-322)nun tıp, anatomi ve tıbbi bitkiler hakkındaki sözleri, biyoloji ile ilgili bilimsel temel eserler olarak kabul edilmektedir. Halbuki bunların görüşleri genellikte teoridir. Romalı Dioskorides’in Materia Medica, Plinus’un Naturalis Historia (TabiatTarihi) eseri, tıp ve bitkiler konusunda yazılmış en önemli eserlerdir. Hıristiyanlığın Nesturi mezhebinden birçok bilginlerin Efes Patriği tarafından (M.S. 462) afaroz edilmesiyle, çoğu Fırat havzasına kaçmışlar ve buradan da İran Devleti tarafından kabul edilmişlerdir. Daha sonra Bağdat halifeleri bu Nesturi bilginlerini özel hekimler olarak çağırmışlardır.

Bunlar ve zamanın İslam alimleri, Aristo, Thephrastus, Dioscorides, Plinus ve diğerlerinin eserlerini Arap dillerine tercüme etmişlerdir. İbn-i Baytar, Cahız, Ebu Bekr-er-Razi, Erzurumlu İbrahim Hakkı, İbn-i Sina gibi İslam bilginleri biyoloji dallarında önemli eserleri vermişlerdir.
Onuncu yüzyılın ortasından itibaren İslam ilminin Hıristiyan-Avrupa üzerine gittikçe artan etkisi sonucunda, batı dünyasının ilim arayan gençliği, İspanya-Endülüs’teki İslam üniversitelerine koşmuştur. Buradaki İslam bilginlerinin eserleri çok kıymetli olup, daha sonra matbaanın keşfiyle Avrupa’da basılan ilk kitaplar arasında yer almıştır.
On sekizinci asırdan itibaren biyoloji alanında hızlı bir ilerleme başlamış, özellikle İtalya, Fransa,Almanya, İngiltere ve Hollanda’da bilimsel araştırmalarla ilerlemeler kaydedilmiştir. On sekizinci yüzyılın ortalarında büyüteç, mikroskop ve yeni tekniklerin kullanılmasıyla biyoloji alanında da daha büyük gelişmeler ve buluşlar olmuştur.
Biyoloji, teknolojinin gelişmesinden önemli derecede faydalanan bir bilim dalıdır. Diğer bilimlerle de özellikle fizik ve kimya ile bilgi alış verişi yapmaktadır. Elektron mikroskobunun bulunuşuyla da hücrenin temel yapısına kadar inilmiştir. Biyoloji bilimi canlıları ve temel hayat olaylarını inceleyerek insanlığa faydalı sonuçlar ortaya çıkarmaya çalışmaktadır.
Biyoloji, canlıların moleküler yapısına kadar inerek büyük gelişmeler kaydetmiştir. Canlıların genetik yapısındaki bazı bozuklukları ortadan kaldıracak seviyeye gelmiştir. Bu konuda, “Genetik Mühendisliği” çalışmaları oldukça ilerlemiş ve ümit vericidir.
 

Users Who Are Viewing This Konu (Users: 0, Guests: 1)

Üst