Hızlı Konu Açma

Hızlı Konu Açmak için tıklayınız.

Son Mesajlar

Konulardaki Son Mesajlar

Reklam

Forumda Reklam Vermek İçin Bize Ulaşın

Stefan Zweig Kimdir? Hayatı ve Eserleri

Hayatısev

Aktif Üye
Kayıtlı Üye
Katılım
21 Kasım 2016
Mesajlar
41
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Stefan Zweig, dünya edebiyatında eserleri en çok okunan yazarlar arasında yer almaktadır. Psikolojik analizlerindeki olağanüstü başarısı, onun kitaplarının bu denli sevilmesini sağlamıştır. İntihar etmeden önce yazdığı son kitap olan Satranç ile adı bütünleşen Stefan Zweig'in kısaca hayatı ve eserleri hakkında detaylı bilgiyi yazımızda bulabilirsiniz.

Biyografi ustası olarak tanınan Stefan Zweig, pek çok farklı türde eser vermiştir. Öyle ki Viyana doğumlu ünlü yazarın eserleri, elliden fazla dile çevrilmiş ve kitapları milyonlarca baskıya ulaşmıştır. Özellikle de Tolstoy, Dostoyevski ve Balzac’ın hayatını kaleme aldığı Üç Büyük Usta ile edebiyat dünyasına büyük bir katkıda bulunmuştur.

Fakat Stefan Zweig’in hafızalara kazınmasını sağlayan ve onun adını en çok duyuran eseri hiç şüphesiz ki Satranç isimli kitabı olmuştur. Zira bir satranç şampiyonunun yaşadıklarını konu alan kitabın, öykü mü yoksa roman mı olduğu yönünde kesin bir sonuca varılamasa da Satranç, Zweig’ın hem kurgu hem de üslup konusundaki yeteneğini gözler önüne seren en büyük yapıtlarındandır. Ayrıca söz konusu eser, Avustralyalı yazarın Hitler’den kaçarak gittiği Brezilya’da intihar etmeden önce yazdığı son kitabı olduğu için de önem taşımaktadır.

Hitler‘in Yahudilere yaptığı zulme ve faşist hareketin sonuçlarına daha fazla dayanamayan, yurdundan ayrılmak zorunda kalmanın acısını ve geride bıraktıklarının üzüntüsünü aşamayan yazar, karısıyla birlikte zehir içerek hayatına son vermiştir. Neticede Zweig; neredeyse tüm hayatı boyunca üretmeye devam etmiş ve oyun, lirik şiir, deneme, biyografi, roman gibi farklı türlerdeki eserleriyle edebiyat dünyasının önemli isimleri arasına katılmıştır.

Stefan Zweig Kimdir?



Avusturyalı romancı, oyun yazarı, gazeteci ve biyografi yazarı olarak tanımlanan Stefan Zweig, dünya edebiyatının en önemli isimleri arasında yer almaktadır. Varlıklı bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelmiş, iyi bir eğitim almış ve henüz lise yıllarında şiir yazmaya başlamıştır. Hayatı boyunca pek çok ülkeye seyahat eden Stefan Zweig, üretken bir yazar olmuş, farklı türlerde denemeler yapmıştır.

Öte yandan; Satranç gibi derinlikli eserlerinin yanı sıra biyografisiyle de saygı duyulan ve merak edilen bir kişilik olan Avustralyalı ünlü isim, yaşadığı dönemin izlerini eserlerine yansıtmıştır. Zaten yazarın eserlerinin en önemli özelliği derinlikli olması ve insanın ruh halini çok iyi bir şekilde tasvir etmesidir. Nazilerin zulmünden kaçsa da Yahudilere yapılan işkenceyi ve Adolf Hitler’in yarattığı kaosu görmezden gelememiş, 1942’de Brezilya’da yaşananlara dayanamayarak intihar etmiştir.

Stefan Zweig’in Hayatı



Stefan Zweig, 28 Kasım 1881’de Viyana, Avustralya’da Ida Brettauer ile Moritz Zweig çiftinin çocuğu olarak dünyaya geldi. Varlıklı bir sanayici olan babasının zenginliği sayesinde iyi bir eğitim aldı ve pek çok yabancı dil öğrendi. Daha lise yıllarındayken şiir yazmaya başlayan Zweig’in ilk şiirleri 1901 yılında Gümüş Teller adıyla yayımlandı.

1901’den sonra Paul Verlaine ve Baudelaire’in şiirlerini Fransızca’dan Almanca’ya çevirdi. 1902 yazında çıktığı Belçika seyahatinde Emeli Verhaeren ile tanıştı ve 1904’e gelindiğinde, Verhaeren’in şiirlerinin çevirisini yaptı. 1904 yılında “Hipolyte Taine’in Felsefe” başlıklı doktora tezi ile Viyana Üniversitesi’nden felsefe bölümünden mezun oldu.

Gazetelerde muhabirlik yapan Zweig, 1907 ile 1909 yılları arasında Seylan, Gwaliar, Kalküta, Benores, Rangun ve Kuzey Hindistan’ı kapsayan bir geziye çıktı. 1911 yılında ise New York, Kanada, Panama, Küba ve Porto Riko’yu ziyaret ettiği Amerika’ya yelken açtı. 1914’te Émile Verhaeren’in yanına giden yazar, 1914 ile 1917 yıllarında Viyana’da gönüllü olarak memur olarak çalıştı. Bu yıllarda Yabancı Ülkelerdeki Dostlara Açık Mektup’u yayımladı.

Savaş sona erdikten sonra Salzburg’a yerleşti ve 1920’de Frederike Von Winternit ile evlendi. Uzun yıllar boyunca Salzburg’da yaşayan Zweig, en verimli yıllarını da buradayken geçirdi. Kapuzinerberg’in yamacında bulunan villayı Frederike ile evliyken alan yazar, ağaçlar arasında yer alan evinde en güzel eserlerini yarattı. İlaveten; döneminin pek çok ünlü yazarı ve şairiyle dostluklar kurup, aralarında Thomas Mann, James Joyce, Paul Valery, Franz Werfel ve Romain Rolland’ın da bulunduğu isimleri misafir etti.

1927 yılında Münih’de Duygu Karmaşası, Yıldızın Parladığı Anlar ile Tarihsel Baş Minyatür isimleri kitaplarını yayımlayan Zweig, aynı yıl Rilke’ye Veda adındaki konuşmasını yaptı. 1928 yılında ise Lev Nikolayeviç Tolstoy’un 100. doğum yıl dönümü kutlamalarına katılmak için Sovyetler Birliği’ne gitti. 1933 yılında kitapları Naziler tarafından yakılmaya başladı. Hatta aynı dönem evi silah zoruyla arandı.

Yaşananların neticesinde ülkesini terk etmek zorunda kalan Zweig Londra’ya yerleşti. Aynı dönem Rotterdamlı Enasmus’un Zaferi ve Trajedisi isimli eserini yayımlayan yazar, 1937 yılında eşinden ayrıldı. Ardından Lotte Altman isimli kadınla Portekiz’e gitti. Avustralya’nın Alman İmparatorluğu’na katılması üzerine İngiliz vatandaşlığına geçmek için müracaatta bulundu. Fakat Londra’da oturma vizesi alamadı, üstüne bir de Yabancı Düşman damgası yedi.

1939’da Kalbin Sabırsızlığı isimli romanını yayımlayan yazar aynı yıl Lotte Altman ile evlendi. 1940’da ikinci eşiyle birlikte New York’a giden Zweig, Arjantin, Uruguay ve Brezilya’ya giderek buralarda konferanslar verdi. New York’a geri döndüğünde Amerigo – Tarihi Bir Hatanın Öyküsü’nü yazmaya başladı, 1941’de de Brezilya – Geleceğin Ülkesi isimli eserini yayımladı.

Kısa süre sonra Brezilya’ya taşınan yazar, burada en ünlü eserlerinden biri olan Satranç’ı kaleme aldı. Ve Zweig’ın öykü içinde öykü şeklinde bir anlatımla yazdığı kitap, derin psikolojik tahlilleriyle yazarın en beğenilen eserlerinden biri oldu. Ardından Montaigne üzerine çalışmaya başlayarak Dünün Dünyası – Avrupa Anıları isimli otobiyografisini yazdı. 22 Şubat 1942’de ise karısı ile birlikte zehir içerek intihar etti ve çift devlet tarafından düzenlenen törenle Petropolis Mezarlığı’na gömüldü.

Yahudi olan yazarın intiharının arkasında, Hitler’in zulmü ve savaşta yaşanan insanlık dramlarına daha fazla katlanamamasının olduğu söylendi. 23 Şubat 1942 sabahı, Rua Gonselves Dias, 34, Petropolis adresindeki kapının uzun süre açılmaması üzerine polise haber verildi ve Zweig’ın masasının üzerinde Petropolis Valisi’ne yazılmış şu mektup bulundu:

“Kendi isteğimle bilinçli olarak hayattan ayrılmadan önce, son bir görevi yerine getirmeye kendimi mecbur hissediyorum: Bana ve çalışmalarıma, böyle iyi ve konuksever bir şekilde kucak açan harikulade ülke Brezilya’ya içtenlikle teşekkür etmeliyim. Her geçen gün bu ülkeyi daha çok sevmeyi öğrendim çünkü benim lisanımın konuşulduğu dünyanın, bana göre mahvolmasından ve manevi yurdum Avrupa’nın kendi kendisini yok etmesinden sonra, hayatımı yeni baştan kurmayı daha fazla isteyebileceğim bir yer daha yoktu.

Ama 60 yaşından sonra yeni baştan başlamak için özel güçlere ihtiyacım vardı. Benim gücüm ise uzun yıllar süren yurtsuz göçüm sırasında tükendi. Böylece, ruhsal çalışması her zaman en büyük sevinci; bireysel özgürlüğü dünyanın en büyük nimeti olan bu hayatı, zamanında ve dimdik sona erdirmek bana daha doğru görünüyor. Bütün dostlarımı selamlarım! Umarım, uzun gecenin ardından gelecek olan sabahın kızıllığını hala görebilirler! Ben, çok sabırsız olan ben, onların önünden gidiyorum.”

Stefan Zweig’in Eserleri



20. yüzyıl dünya edebiyatının en önemli isimlerinden biri olan Stefan Zweig, pek çok farklı türde eser vermiştir. Kendine has üslubu ve eşsiz yeteneğiyle hafızalara kazınmış, etkileyici biyografisiyle de en çok merak edilen yazarlardan biri olmuştur. 80’inin üzerinde eseri bulunan Avustralyalı yazar, biyografi ustası olarak da tanımlanmaktadır.

Zira Zweig’ın Üç Büyük Usta: Balzac, Dickens, Dostoyevski, Kendi Hayatının Şiirini Yazanlar: Stendhal, Tolstoy, Casanova ve Kendileri ile Savaşanlar: Kleist, Nietzsche, Hölderlin isimli biyografileri ile bu konudaki becerisini gözler önüne sermiştir.

Satranç isimli eseriyle de büyük beğeni toplayan Zweig’ın Türkçe’ye çevrilmiş kitaplarından bazıları şunlardır: Acımak, Yürek Çöküntüsü, Herkesin Dostu, Dünün Dünyası, Bir Kadının Yirmi Dört Saati, Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu, Korku, Bir Çöküşün Öyküsü, Mürebbiye, Yarının Tarihi, Karışık Duygular, Freud ve Öğretisi, Yakıcı Sır, Günlükler, Lyon’da Düğün, Tehlikeli Merhamet, Buluşmalar, Clarissa, Ruh Yoluyla Tedavi, Olağanüstü Bir Gece, Yolculuklar, Amok Koşucusu, Ay Işığı Sokağı, Mecburiyet…


Kaynak:

Linkleri sadece kayıtlı üyeler görebilir. Linkleri görebilmek için Üye Girişi yapın veya ücretsiz olarak Kayıt Olun

 

Users Who Are Viewing This Konu (Users: 0, Guests: 1)

Üst