Hızlı Konu Açma

Hızlı Konu Açmak için tıklayınız.

Son Mesajlar

Konulardaki Son Mesajlar

Reklam

Forumda Reklam Vermek İçin Bize Ulaşın

Sarı Traktör / Talip Apaydın

YaSa22

Fahri Üye
Fahri Üye
Katılım
12 Temmuz 2014
Mesajlar
2,293
Tepkime puanı
2
Puanları
0
Konum
GTA
Kitabın Adı
arı Traktör

Kitabın Yazarı:Talip Apaydın

Kitabın Özeti:

İzzet Ağa oğlu Arif’le günlerdir sessizce çekişmektedir. Arif on yedi yaşında, sarışın, çalışkan bir delikanlıdır. İki kız ve bir oğlan kardeşi vardır. Özeler köyünün çevresi kireçli ve verimsizdir. Ekilen tarlalar epeyce uzaktadır. Arif her gün iki atı arabaya koşarak sap taşır. Taşır ama hırsından da kudurur : Babasının durumu iyi olduğu halde, neden kendisine hâla bir traktör almamaktadır?

İzzet Ağa ise, eski üretim araçlarına alışıktır. Yeniliği kabul etmez. Oğluna karşı çıkar : Bu yıl onu komşu kızı sürmeli Emine’yle evlendirip mürüvvet görecektir. Düğün masrafları oldukça kabarıktır. Borçlanması doğru değildir…

Arif bir gün Ali’yi görür. O da traktör almıştır. Kendi işini gördüğü gibi komşuların işini de dönümü on liradan görmektedir. Arif sapları ona çektirmeyi düşünür, öfkeyle ortadan kaybolur. Akşama değin ırmak kenarında uyur. Akşam yemeğini harmanda yiyerek babasına kırgınlığını belli eder. Annesine sapları Ali’ye çektireceğini söyler. Babası bunu duyunca küplere biner, küfürler savurur, ama sonunda dileğini kabul eder. Arif sevincinden uçar. İki gün içinde tüm saplar çekilir.

Zamanla traktör Arif’in gözünde bir sevgili kadar önem kazanır. Nitekim, annesine düğün istemediğini, onun yerine traktör alınmasını söyler. Baba oğul bazan açık, bazan gizli inatlarını sürdürürler.

Arif köyün öğretmenine başvurur. Birlikte bir plan hazırlarlar : Birkaç gün sonra öğretmen kasabaya gider, İzzet Ağa’nın akrabası Hasan Bey’e durumu anlatır. Hasan Bey zengin, görgülü, itibarlı bir kişidir. Kimse sözünü kırmaz. Arif onun köye gelmesini, babasıyla konuşmasını sabırsızlıkla bekler. Hasan Bey gecikince sinirleri bozulur. Yemeden içmeden kesilir. Arada bir buluşup konuştuğu Emine’yi bile aramaz.

İzzet Ağa uzun zamandır midesinden hastadır. Bir gece yine sancılanır, komaya girer, öğretmenin yardımıyla, bir traktörle kasaba sağlık merkezine götürülür. Oradaki doktor hemen Ankara Devlet Hastanesi’ne gitmelerini söyler.

Kasabada bir taksi tutulur. Hasan Bey, Nuri Efendi (Emine’nin babası) ve Arif yola dizilirler. Doktorların muayenesinden sonra, hasta ameliyata alınır. Hayatı güçlükle kurtarılır. İki ay hastanede yatması zorunludur.

Arif’le Nuri Efendi köye dönerler. Sağlık haberine herkes sevinir. Her pazar günü Arif babasını görmeye gider. Bir seferinde İzzet Ağa oğluna traktör alacağını, kendisini çok yormamasını söyler. Delikanlının sevinçten dizlerinin bağı çözülür. Köye dönünce, o hevesle dağ gibi harmanı tek başına kotarır. Bu tutumuyla herkesin takdirini kazanır. Gerçi çok yorulur, zayıflar, ama olsun, traktör alınacaktır ya!

Harmanlar biter, güze doğru pancar sökme işine başlanır. Arif, babası halâ gelmediği için sinirlidir. Çünkü onun gelmesi, traktörün de gelmesi demektir. Yağmur başlayınca herkes pancar işini bırakır. Arif ise çamurların içinde günlerce ölümüne çalışır.

Arabaya koyduğu pancarları istasyona taşır. Oraya bir gidişinde babasıyla karşılaşır. İzzet Ağa oğlunun bitkin haline yüreği burkularak bakar. Kalan pancarları kasabadan kiralanan bir kamyonla attırır.

Uzun ve üzücü bir bekleyişten sonra traktör alınır. Arif’in sevinçten etekleri zil çalar. Büyük bir çalımla köye girerler. Arife şoförlük öğretecek teknisyen de yanlarındadır. Aksi gibi o gün kar yağar. Traktör karlı havada yürümez. Gece köy uykuya dalar. Arif gözünü kırpmaz. Sabaha kadar pencereden sevgiyle traktörü seyreder.

Alacakaranlıkta kalkar, köy meydanındaki karları küremeye koyulur. Çılgınca çalışır, herkesi üstüne güldürür. Teknisyen o gün kendisine traktörü sürmeyi öğretecektir. Bunun için yolun açılması, karların süpürülmesi gerekmektedir.

Sabahleyin Arif traktöre biner. Akşama değin üstünden inmez. Köylüler de şakalaşarak onu iyice coştururlar.

Kitap Hakkında Yorumlar ve Yargı

«…Talip Apaydın, sevdiğim, saydığım bir yazar. İlgiyle okudum romanını. Temiz bir dili var. Ayrıca, köy üstüne okuduğum romanlar içinde, ele aldığı çevrenin üretim durumunu en iyi, ayrıntılarına varıncaya kadar en doğru anlatan roman. Ama başarılı bir roman değil. Röportajla roman arası bir yapıt. Apaydın, köye traktör girmesi sorununu, köy ağalarından birinin oğlu olan Arif (Babası köyde varlıklı bir kimseydi) gibi görüyor. Traktörün sağlayacağı yakın faydaları, traktörün yalnız traktörü olanlara sağlayacağı faydaları görüyor. Bunu onların gözü ile görüyor. İlkel üretimin yerini makineli üretim alınca bunun gerektireceği ekonomik, toplumsal değişmelere hiç değinmemiş. Traktörle birlikte gelecek yeni sorunlardan habersiz görünüyor. Talip Apaydın, Sarı Traktör’de, anlattığı gerçekleri roman gerçeği olarak görememiş diyorum. Sarı Traktör, kişisiz bir roman. Kişisiz roman olur mu? Ben de bunun için röportajla roman arası bir yapıt diyorum. Anlattığı kişilerin bir iç dünyası yok. İçleri dümdüz. Romanı bitirince kişileri hatırlamıyoruz da köyün ilkel üretim biçimini hatırlıyoruz, köye traktör girmesinin gerekli olduğunu hatırlıyoruz.» (Fethi Naci)

 

Users Who Are Viewing This Konu (Users: 0, Guests: 1)

Üst