- Katılım
- 5 Ocak 2014
- Mesajlar
- 3,333
- Tepkime puanı
- 6
- Puanları
- 136
Rage In Sky Dünyası
Rage in sky dünyası 3 bölgeden oluşmuştur ;
A. Gezgin Adası
B. YeşilVenedik
C. Vahşi Anakara
Gezgin Ada(Acemi Köyü)
Gezgin Ada Yeşim Projesi sırasında gökyüzüne yükselen küçük bir adadır. Gezgin Şehir’e yakın olduğu
için bütün ırklar arasında popülerdir. Köyü bu ırklar yapmıştır. Köyde manzara çok güzeldir. Çiçekler,
otlar ve daha birçok değişik bitki bulunmaktadır. Büyük bir meka hurdası insanların Mürverler ile
yaptığı savaşın anısına şehirde saklanmaktadır. Bu köye sayısız genç insan gelir ve hayallerini
kovalamaya başlar.
Gezgin Şehir
Gezgin Şehir sert yeşim taşından yapılmıştır. İnsanlık tarihinin en güçlü şehridir. Şehrin her tarafında
çeşitli rünler bulunmaktadır. Aslında bütün şehir koca bir savaş makinesidir. Şehrin dışı yeşil boş bir
arazidir.
Şehrin kuzeyinde bir saray bulunmaktadır. Bu saray hem siyasi hem de askeri fonksiyonları ile hizmet
vermektedir. Memurlar burada çalışır ve binanın tepesinde de enerji topları bulunmaktadır. Saray
şehrin en yüksek noktasına mevkiilendirilmiştir böylece toplar gökyüzündeki enerjiyi alabilirler.
Toplar ateş ettiğinde ciddi sarsıntılara yol açacağından saray oldukça sağlam bir şekilde yapılmıştır.
Şehir merkezi sarayın güneyinde yer alır. Şehrin bütün duvarlarında birer enerji cihazı bulunur.
Bu cihazlar gökyüzündeki enerji gücünü toplar ve bu gücü saraydaki enerji toplarına taşırlar.
Gecenin karanlığında şehrin her yeri parıldar ve bu şehre güzellik ve gizem katar. Ayrıca şehrin
doğusunda bir adak taşı bulunmaktadır. İnsanlar eski kahramanları anmak için buralarda toplanırlar.
Yeşilvenedik Körfezi
Yeşilvenedik Körfezinin duvarları mermerden yapılmıştır. Ayrıca şehirdeki çoğu bina da mermerden
yapılmıştır. Bu mermerler narin desenlerle işlenmiştir. Bu yüzden tüm şehir çok güzel görünür.
Şehirdeki yollar da mermerdir. Yol boyunca ağaçlara ve saçaklara asılmış ahşap oturaklar
bulunmaktadır. Eğer bu oturaklardan birine oturursan çok rahat ve doğaya çok yakın hissedersin.
Şehrin dışında, köylüler ev yapmak için ahşap kullanırlar ve beyaza boyarlar. Beyaz duvarlar siyah
seramik çatılarla uyumludur, bu ise sade bir görüntü ortaya çıkarır.
Melez Kent
Melez Kent melunlar tarafından yapılmıştır. Şehirdeki çoğu bina bitkilerden yapılmıştır ve doğadan
esinlenmiştir, çünkü melunlar doğayı çok severler. Yağmur ormanında çok yağmur yağdığı için çoğu
binanın çatısı koni şeklindedir. Melunlar mağarada yaşama geleneğine sahiptirler bu yüzden bazı
evler ağaca açılmış oyuklara benzer. Melez Kent vahşi anakaranın kuzeyinde bulunmaktadır, soğuk
değildir. Bu yüzden evlerin duvarlarına açılmış bir sürü oyuk şekil vardır. Ve bu duvarlarda bazı
güzel Kristal ve mücevherler gömülüdür. Bu da evleri çok şık bir görünüme sokar. Bazı çatılarda
asmalar bulunur ve yaprakları rüzgar estikçe sallanır.
Keder Bataklığı
Melez Kentin güney batısında bir bataklık ve yağmur ormanı bulunmaktadır. Bu bölgeye Keder
Bataklığı denir. Geçmişte, ağacımsı melunlar bu yağmur ormanını kapatmak için asmalara
dönüşmüşlerdir. Yüzlerce yıl sonra diğerlerinin de geçebileceği bazı boşluklar ortaya çıkmıştır.
Ama Keder Bataklığı’nda yaşayan melunlar yabancılarla iletişim kurmayı reddederler. Eğer
insanlar veya iblisler bu bölge ye girerse saldırıya uğrarlar.
Keder Bataklığının girişinde büyük bir çamur havuzu bulunmaktadır. Bu havuza Ölüm Havuzu
denir. Göründüğü kadarıyla içinde hayat yoktur. Ölüm Havuzunun yakınında koca bir ejderha
iskeleti bulunmaktadır. Orada bir ejderha neden ölür ki? Bu soruyu düşünürsen tüm vücudunu
titreme alır, ama üşümezsin.
Aynı zamanda burada zayıf bir adam da vardır. Kır saçlıdır ve siyah bir ceket giyer. Çok
kederli görünür. Onun Gölge Kurtlordu olduğu söylenir.
Gürleyen Taş
Melez Kent’in kuzeyinde, bir taş ormanı bulunur. Söylentilere gore Karabüyü İmparatorluğu burada
bir saray yapmış ve birçok güçlü karabüyücü bu sarayda yaşamış. Ama Karabüyü İmparatorluğu
yıkıldıktan sonra burası da terk edilmiş.
Meka savaşı sırasında, gürleyenler savaştan çekilmiş ve bu taş ormanında yaşamışlar. Bu yüzden
buraya Gürleyen Taş denmiş. Gürleyenler ise zamanla kaybolmuş. Ancak hala insanlar gürleyenlerin
var olduğuna inanıyor. Bunun sebebi ise buraya giren maceracıların geri dönememesi.
Gürleyen Taş’ta bitkiler çok nadir görünür, zira bütün zemin yanmıştır. Ormanın derinliklerinde bir
lav gölü bulunmaktadır. Ayrıca gökyüzü çok karanlıktır. Sürekli şimşekler çakar. Bir sürü canavar
vardır. Kısaca özetlemek gerekirse Gürleyen Taş çok tehlikeli bir bölgedir.
Puslu Orman
Babil Kulesi’nin kalıntılarının güneyinde, yeşil bir ormanla çevrelenmiş büyük bir ada bulunmaktadır.
Kadim zamanlarda, ada Yeşilvenedik kıtasındaki Pus Ormanı’nın bir parçasıymış. Felaketten önce
insan dünyasında yasaklı bir bölgeydi. Zira bir sürü canavar vardı. Felaketten sonra ise buraya
melunlar toplandı.
Şeytan İni
Mobil Suit Mezarlığının kuzeydoğusunda, dumanın eksik olmadığı, lavların fışkırıp durduğu bir yer
vardır. Söylentilere göre kadim zamanlarda burada bir sürü yüksek iblis ölmüş. Vücutları
insanlarınkinden farklı olduğu için birkaç yıl sonra bu iblislerin bir kısmı canlanmış. Diğer iblislerin
de canlanmasına yardım etmek için de Şeytan İnini yapmışlar.
Babil Kulesi’nin Kalıntıları
Yeşilvenedik Körfezi’nin günyeinde, Adams tarafından kurulmuş bir simya okulu vardı. Zaman
geçtikçe bütün binalar çöktü. Felaketten sonra bu bölgeye Babil Kulesi’nin Kalıntıları dendi.
Binaların çoğu yıkılmış olsada yer altı yapıları hala harika. Tarih boyunca her zaman, bu kalıntılara
bir sürü maceracı hazine bulma amacıyla gitmiştir. Ama hala simya uygarlığının bazı savunma
silahları yerinde duruyor ve son zamanlarda da bu bölge iblisler tarafından kontrol ediliyor.
Yani eğer yeterince güçlü değilsen, burası çok tehlikeli olabilir.
