- Katılım
- 28 Temmuz 2013
- Mesajlar
- 47
- Tepkime puanı
- 9
- Puanları
- 0
- Konum
- Universe
- Web sitesi
- www.twitter.com
Paris'te 17 Ekim 1961 tarihinde, Fransız polisi bağımsızlık isteyen silahsız Cezayirli göstericilerin üzerine ateş açtı. Dünyanın en popüler turistik ve 'romantik' şehrinin sembolü olan Sen Nehri, açık bir morga dönüşürken, çok sayıda ceset çok sonra kıyılara vurdu. Bu katliamda kaç göstericinin öldüğü bugün bile net değil.. En az 200 kişinin öldüğü tahmin ediliyor, ancak bu sayının aslında çok daha yüksek olduğuna dair bilgiler de var..
Nehre atlanlar ya da panik içinde düşerek boğulanlar dışında çok sayıda Cezayirli polis karakollarında ve yakındaki ormanda öldü. Vücutlarındaki izler, çoğunun bir mermi bile çok görülerek, kafaları dipçikle ezilerek öldürüldüğünü gösteriyordu.
50 yıl önce bugün işlenen katliamın üzerinden çok vakit geçmiş gibi görünüyor, ancak aslında acılar çok yeni.. Fransa Paris katliamını 1999 yılına kadar gizlemeye çalıştı. Katliam emri veren Paris polis şefi Maurice Papon , hiç bir pişmanlık duymadan ve ceza almadan, 96 yaşındayken dört yıl önce öldü.
Papon gibi Nazi işbirlikçisi olan diğer katiller de, kendi ifadeleriyle "Paris Savaşı" nedeniyle hiçbir ceza almadı. Üstelik bugüne kadar hiçbir adli soruşturma açmayan Fransa, hala olaydan "Cezayirli teröristleri" sorumlu tutuyor.
Papon, 2. Dünya Savaşı yıllarındaki uygulamaları yüzünden insanlığa karşı işlenen suç işlemekten mahkemeye çıkarıldı, ama dönemin Cumhurbaşkanı Charles de Gaulle ve art arda gelen hükümetler, Paris'teki Cezayirlilere karşı işlediği suçun cezasız kalmasını sağladı.
Bugün başkentin varoşlarında yaşayanlar, o gün katliamda katledilen Cezayirlilerin torunları... Hala potansiyel suçlu muamelesi görüyorlar.. O yıllarda olduğu gibi, Fransa hala bu gençlerin 'turistik Paris' dışında kalmasını istiyor, en küçük bir olayda banliyölerde sokağa çıkma yasağı ilan ediliyor.
2005 yılındaki 'isyan' patlak verdiğinde, o dönemde İçişleri Bakanı olan Nicolas Sarkozy, 1955 Cezayir savaşı mevzuatına dayanarak, acil durum ilan etmişti.
Nehre atlanlar ya da panik içinde düşerek boğulanlar dışında çok sayıda Cezayirli polis karakollarında ve yakındaki ormanda öldü. Vücutlarındaki izler, çoğunun bir mermi bile çok görülerek, kafaları dipçikle ezilerek öldürüldüğünü gösteriyordu.
50 yıl önce bugün işlenen katliamın üzerinden çok vakit geçmiş gibi görünüyor, ancak aslında acılar çok yeni.. Fransa Paris katliamını 1999 yılına kadar gizlemeye çalıştı. Katliam emri veren Paris polis şefi Maurice Papon , hiç bir pişmanlık duymadan ve ceza almadan, 96 yaşındayken dört yıl önce öldü.
Papon gibi Nazi işbirlikçisi olan diğer katiller de, kendi ifadeleriyle "Paris Savaşı" nedeniyle hiçbir ceza almadı. Üstelik bugüne kadar hiçbir adli soruşturma açmayan Fransa, hala olaydan "Cezayirli teröristleri" sorumlu tutuyor.
Papon, 2. Dünya Savaşı yıllarındaki uygulamaları yüzünden insanlığa karşı işlenen suç işlemekten mahkemeye çıkarıldı, ama dönemin Cumhurbaşkanı Charles de Gaulle ve art arda gelen hükümetler, Paris'teki Cezayirlilere karşı işlediği suçun cezasız kalmasını sağladı.
Bugün başkentin varoşlarında yaşayanlar, o gün katliamda katledilen Cezayirlilerin torunları... Hala potansiyel suçlu muamelesi görüyorlar.. O yıllarda olduğu gibi, Fransa hala bu gençlerin 'turistik Paris' dışında kalmasını istiyor, en küçük bir olayda banliyölerde sokağa çıkma yasağı ilan ediliyor.
2005 yılındaki 'isyan' patlak verdiğinde, o dönemde İçişleri Bakanı olan Nicolas Sarkozy, 1955 Cezayir savaşı mevzuatına dayanarak, acil durum ilan etmişti.