Hızlı Konu Açma

Hızlı Konu Açmak için tıklayınız.

Son Mesajlar

Konulardaki Son Mesajlar

Reklam

Forumda Reklam Vermek İçin Bize Ulaşın

Bir dünya takımı yaratmak

Quatro

<marquee><b><span color="#FF0000">Do not break the
Fahri Üye
Katılım
28 Temmuz 2013
Mesajlar
391
Tepkime puanı
1
Puanları
0
[h=4]Football Manager, bildiğiniz üzere bir futbol takımı yönetme ve menajerlik oyunudur. Aslında bu oyunun en büyük amacı, kendi (küçük) takımınızı bir dünya markası haline getirmektir.[/h]
Oyunun en başında büyük bir takım alıp o takımla başarılar yaratmak zaten herkesin yapabileceği bir şey olduğundan dolayı asıl marifet küçük bir takım alıp onu dünyaca ünlü bir kuruluş haline getirmektir.
Bunun için kendinize ister alt liglerden (ki benim tavsiyem budur), isterseniz de 1.Ligden küçük bir takım alıp kariyerinize başlayabilirsiniz. Benim size önerim, böyle küçük takımlarla oynamak gibi bir isteğiniz var ise kendinize alt liglerden bir takım bulun.​
Oyununuzu kurdunuz ve yüklenmesini bekliyorsunuz, kafanızdan hayaller kurmaya başlayabilirsiniz artık. Oyunda inanılmaz bir seçenek karmaşası var. Bir yol üzerinden değil binlerce yol üzerinden gidiyorsunuz. Bunlara yazı içerisinde değineceğim.​
Oyun kuruldu, herhangi bir ligin alt ligini açtınız ve takım seçiyorsunuz. Şimdi öncelikle size burada önemli bir tavsiyem olacak, stadyumu küçük ve taraftarı büyük, büyümeye açık bir takım seçin. Daha önce ki yazımda da belirttiğim Gimnastic takımı tam böyle bir takım mesela. Hem 3.Ligde liderliğe oynuyor, hem 15.000 kişilik stadı var, hem de senelik 11.000 kombine satıyor. Harika bir gelir kapısı var bu yönden ve sene içerisinde hiç zarar etmiyor.​
Takım seçerken yine en önemli şeylerden biri ise seçtiğiniz takımın kredi borcu vs gibi alacak verecek olaylarında olmaması. Buna mümkün olduğunca özen gösterin ki takımınız büyüme yolunda bir engelle karşılaşmasın. En büyük gideriniz, tesis harcamalarınız olsun.​
Takımınızı aldıktan sonra ilk hedefiniz tesislerinizi büyütmek olmalı. Her sene mümkün olduğunca antrenman sahalarınızı ve gençlik tesislerinizi büyütmeye çalışın. Unutmayın ki bir kulübün finansal açıdan kalkınmasının en büyük etkeni kendi çıkardığı oyuncusundan kazandığı paradır. Tabi ki genç yaşta bulduğunuz oyuncuları yetiştirip, yüksek fiyatlara satabilirsiniz ama önceliğiniz neden para verip almak olsun ki?​
Özellikle genç regenlerin iyi çıktığı bir ligde iseniz zaten önceliğiniz bu olmalı. Altyapı bir takımın her şeyidir. A takımınızda bir eksik gördüğünüz zaman, u18 kadronuza baktığınızda oraya monta edebileceğiniz bir gencini size göz kırpıyorsa, o iş olmuş demektir. Barcelona modelini örnek alabilirsiniz bu yönden.​
Oyunun en zevkli yanıdır zira kendi oyuncunuzu yetiştirmek. Şahsen ben gelecek vadeden bir oyuncuyu genç yaşında satın almaktansa kendi altyapımdan çıkartıp kendim yoktan varedip onu yıldız yapmaktan daha çok haz alıyorum. Çünkü o oyuncunun her şeyi siz oluyorsunuz. Sizin bir parçanız gibi oluyor.​
Oyuncuların karakterleri de gelişmelerinden çok önemli tabi ki. Yüksek potansiyelli bir genciniz hırsı düşük, profesyonel olmayan, hele bir de sakatlık eğilimi olan bir genç ise işiniz zor. Ama bunların tam tersi ise inanılmaz bir şekilde hızlı gelişim gösterir. Zaten yardımcınız size her ay mutlaka onun çıkışından bahsedecektir.​
Altyapıya önem vermek çok yüksek bir meblağ harcamanız anlamına geliyor. Fakat en güzel yanı, ilerde bunun ekmeğini yiyecek olmanızdır. Zira yüksek potansiyelli bir gencinizi ilerleyen yıllarda 30-40 milyon Euro'lara sattığınız zaman, "işte şimdi harcadığım paralara deydi" diyeceksiniz.​
Antrenman sahalarınıza mutlaka önem verin. Zira bir oyuncunun gelişimi açısından son derece önem taşır. Antrenman sahalarının, altyapıya göre değişik bir olayı vardır, teknoloji ilerledikçe, yıllar geçtikçe antrenman tesisleriniz de gerilemeye başlar. Bu sebepten ötürü sürekli yenilemek ve para harcamak durumunda kalacaksınız.​
Oyunda sizi büyük bir takım kardeş takımı olarak alabilir ve çok nadir de olsa sizin tesislerinizi genişletebilir kendi bütçesiyle. Benim henüz başıma gelmedi fakat bunu yaşayan bir arkadaş görmüştüm. Herkesin başına gelmesini isteyeceği cinsten bir şey bu.​
Gelelim para biriktirme olayına. En başta söylediğim gibi borçsuz bir takımda iseniz zaten işiniz diğer takımlara göre biraz daha kolaylaşıyor. Ekonomi olarak büyümenin en etkili yolu, bonservissiz oyuncu almaktır. Sadece yıllık maaşlara para verin. Yani sadece oyuncuya maaşını verin o kadar. Elinizden geldiğince bonservis ile oyuncu almayın. Ta ki 1.Lige çıkana kadar. 1.Lige çıktıktan sonra da tabi ki boşta kaliteli oyuncular varsa yine para vermeyin. Oyunda başarılı olmak için illa yüksek bedeller ile oyuncu almak gerekmiyor. Bu şekilde nasıl para biriktiğini ve kulüpte kaldığını göreceksiniz.​
Bonservis ödemeden oyuncu alırken bir yandan da gelecek vadeden yeni çıkmış regenleri, en fazla 200-300K olmak üzere taksitle alabilirsiniz. Oda 2-3 tane olmak kaydıyla. Ama bu alacağınız oyuncuları iyi tartın. İleride ya sizi satıp zengin etmeliler ya da takımda kalıcı olup kemik oluşturmalılar. Durumlar bu kadar kısıtlı iken ve siz taksitle zoru zoruna adam almışken, bu transfer hüsran olmamalı. Bu bakımdan oyuncunun kişisel özelliklerini, karakterini ve uyumunu göz önünde bulundurun kesinlikle.
Kiralama yollarına da gidebilirsiniz. Çoğu zaman çok komik rakamlara çok güzel oyuncular kiralanabiliyor. Hem 1.Lig tecrübesinde oluyor hem de sizi ayakta tutuyor.​
Kadronuzda mutlaka ama mutlaka lideriniz olsun. Ben Gimnastic'i yönetirken Litmanen'i almıştım. 41 yaşında bir devamlılık abidesi. Yedek diye almıştım ama ilk 11'imden eksik etmemiştim. Ki onun olmadığı maçlarda büyük sıkıntılar yaşadık. Kısacası demek istediğim, golü değil gol attırmayı düşünen, yaratıcı ve zeki bir lideriniz olduktan sonra sizi hiç olmadık pozisyonlara taşıyabilir ligde. Gençlerden kurulu enerjik bir takım olmak güzel fakat tecrübe, her zaman farkı kapatır.​
Kombineleriniz finansınızı dengeleyecektir. Alt liglerde sponsor ve TV gelirleri oldukça düşük olduğu için biraz sıkıntı yaşayabilirsiniz ancak size söylediğim anlayışla takımı üst liglere çıkartırsanız, hem bütçeniz artılarda çıkmış olursunuz hem de buna ek olarak harika sponsor gelirleri gelir ve sene sonunda takımınız kâr açıklar. Bu şekilde 1.Lige geldiğinizde inanılmaz rahat bir bütçeniz olur ve transfer yapmakta sıkıntı yaşamazsınız.​
İlk hedef akımı üst lige taşımak olmamalı kesinlikle. Önceliğiniz, takıma finansal açıdan istikrarlı bir anlayış getirmek olmalı. Bu anlayış size her kapıyı açacaktır.​
En üst lige çıktığınız anda artık biraz para harcama zamanı gelmiştir. Fakat burada dikkat etmeniz gereken çok önemli bir şey var. Takımın düzenini fazla bozmamaya ve kimyasını çok değiştirmemeye çalışın. Yeni aldığınız, alacağınız oyuncuları birden değil de yedekten almaya ve ısındırmaya çalışın. Aksi halde çok ters tepebilir ve bir anda kendinizi ligin zemininde bulabilirsiniz.​
En çok dikkat etmeniz gereken nokta burasıdır. Artık 1. Ligdesiniz ve transferlerinizi yaparken ince eleyip sık dokumanız gerekiyor. Paranızın tek kuruşu bile boşa gitmemeli. Nokta işler yapmalısınız. Her attığınız adım sağlam olmalı. Alacağınız, gözlemlediğiniz her oyuncuyu dikkatle inceleyin. Gerekirse takımında oynadığı maçlara girin ve onu izleyin.​
Oynattığınız mevkide ve oynatacağınız göreve uygun özellikleri var mı yok mu buna çok dikkat edin. Artık 1.Ligde iseniz bu özelliklerin minimum 13-14 olmasına özen gösterin. Daha yukarısında bulabilirseniz ne ala.​

Linkleri sadece kayıtlı üyeler görebilir. Linkleri görebilmek için Üye Girişi yapın veya ücretsiz olarak Kayıt Olun



Üzerine basa basa söylüyorum, bir oyuncuyu transfer ederken tek bakacağınız şey asla özellikleri olmamalı. Oyuncunun kişiliği, takım karakteri, en güçlü ve en zayıf özelliği gibi etkenler oyuncu üzerinde direk etkilidir. Potansiyelli bir oyuncu alırsınız ama hırslı değildir, bir türlü beklediğiniz o çıkışı gösteremez. Fakat bir oyuncu alırsınız, hırslıdır ve henüz 20-21 yaşında tam potansiyeline erişir. Bu bakımdan ince eleyip sık dokumaya gayret edin.​

Linkleri sadece kayıtlı üyeler görebilir. Linkleri görebilmek için Üye Girişi yapın veya ücretsiz olarak Kayıt Olun

Transfer konusunda yanlış yapmaz ve uygun adımlar atarsanız zaten finansınız inanılmaz bir gelişme gösterecek, takımlar sizin oyuncularınızı takip etmeye başlayacak ve zamanla, size daha önce takımda bile o kadar parayı göremediğiniz teklifler yapmaya başlayacaklardır. Altyapınızdan çıkan veyahut 200.000 Euro'ya aldığınız bir oyuncuyu 20-30 Milyon Euro'lara satmak demek, takımınızın bir anda zengin olması demektir. İş bu noktaya geldikten sonra yolun devamını çizmek size kalmış. İster bu parayla yıldız oyuncu alırsınız ve forma satışları ile taraftarınızı çoğaltırsınız, isterseniz de tesislerinizi büyütmeye devam eder ve yeni bir Barça olursunuz.​
Yıllar ilerledikçe stadınız da geliştirilecektir ve geliştirilecek bir durumu kalmadığında ise yeni bir stadyum yapılacaktır. Tabi ki buna bağlı olarak eskiden sattığınız kombine sayısı da artacak, gelirleriniz de artacaktır. Yıllar ilerledikçe bilet fiyatı, kombine fiyatları da artarak sizin ekonominizde gelişme gösterecektir.​
Ben ilk takımın başına geçtiğim zaman, takımın değerini, tesislerini gösteren tablonun bir ekran alıntısını alırım ve yıllar sonra ne hale gelmiş ve nasıl bir başarı sağlamışım, ona bakarım. Size de bunu öneririm. Kendinizi görmeniz açısından çok güzel bir tablo oluyor.​
Oyunda kendi takımınızı yaratmanız kadar güzel bir şey yok. Kendi dünya kulübünüzü kurmak...​

 

Users Who Are Viewing This Konu (Users: 0, Guests: 1)

Üst