Sayın Haktan Akdoğan’ın bir sözünü paylaşmak isterim. ‘’ Düşündüğümüz ve hayal ettiğimiz her şey evrensel boyutlarda bir yerde mevcut. ‘’ Şu an yüzey sıcaklığı 1500 santigrat derece olan bir gezegende, alevler içinde yaşayan yaratıkların olduğu bir ekosistem hayal ediyorum. Ya da -200 santigrat derecede yaşayan buz ekosistemindeki yaratıklar. Ya da Jüpiter’in uydusu Europa’da, buzların içindeki dev okyanusta yaşayan deniz yaratıkları… İster inanın ister inanmayın, saydığım ihtimallerin olabilirliği oldukça yüksek ve mikroorganizmalardan organizmalara, bu tarz ekosistemlerde yaşayabilen ‘’ dünya ‘’ üzerinde canlılar mevcut. Hepsinin fiziki yapıları tamamiyle farklı, ancak uyum sağlayabiliyorlar. Diğer gezegenlerde neden olmasın?
Dünya üzerinde yalnızca 100 ışık yılı çevresinde bölgeyi taradık. Galaksimiz 100.000 ışıkyılı genişliğindedir. Oldukça küçük bir civarı taramış durumdayız. Ek olarak yalnızca hidrojen frekansının yakınındaki frekansları taramaktayız. Biraz önce belirttiğim gibi, her türlü ekosisteme uyum sağlayan canlılar mevcut ve uzayda ‘’ yaşam olamaz ‘’ dediğimiz sayısız gezegende yaşam olabilirlik ihtimali mevcut. Ancak üst düzey akıllı canlı arayışımıza cevap arayamazlar. Çünkü tıpkı ekosistemimiz gibi uygun ortamlardaki ekosistemlerin ‘’ üstün zeki yaşam medeniyetleri ‘’ barındırabileceği düşünülüyor, benim de düşüncem bu yönde. Bir buz ekosisteminde dört ayaklı tuhaf yaratıkların olduğunu, ancak Gliese 581 g gezegeninde ruh ikizimin olabileceği ihtimalini ele alıyorum. Kulağa oldukça fantastik gelse de, dünyaya benzeyen ve yaşam kuşağında olan gezegenlerde zeki yaşam neden olmasın?
Biraz kendi bilimsel keşiflerimize değinmek istiyorum. Bir konu beni oldukça heyecanlandırmakta. Yıllardır varolan ‘’ sicim teorisi ‘’ ve ‘’ paralel evren – çoklu evren ‘’ teorisi hakkında her geçen gün yeni teoriler üretiliyor ve bu teorilere bazı gelişmeler ışık tutuyor. ‘’ M Teori ‘’ olarak adlandırılan ‘’ Sicim Teorisi ‘’ ne göre 11 boyut mevcut. Boyutlar, sicimler ve zarlardır. Evrenin küçücük bir kabarcık olduğu hemfikri günden güne artmakta. Çok daha geniş bir hiperuzayda varolan kabarcık… Bilimkurgu, bilimin ilham kaynağıdır.
Big Bang teorilerine yenisi eklendi ve şahsen bu teori, diğer teoriden daha güçlü. Yeni teoriye göre en az iki evren mevcut. Evrenlerin çarpışması sonucu çıkan enerji ile yeni bir evren doğuyor ( Big Bang ) . Bu teorinin kanıtlanması için çoklu evren ve sicim kuramları teorilerinin de kanıtlanması gerekmekte. Bu şekilde zaman yolculuğu, galaksi seyahati gibi birçok bilimkurgusal olguyu bilimsel kuramlara dökebileceğiz ve fizik kitapları baştan yazılabilecek.
Varolabilecek onlarca bilimsel gelişme ve kanıtlanacak kuramlar dünyayı Tip1 uygarlığına tamamiyle geçirebilecek ve insanoğlu boyut atlayabilecek. Ancak şöyle bir sorun var. İnsanoğlu kötülüğü benimsediği takdirde bulunan her yeni olgu kötü amaçlarla kullanılabilecek ve küresel barış sağlanmadığında olası bir geçiş sağlanamayacak. Tipik atom bombası vak’ası gibi düşünebiliriz. Atom parçalama bulundu, ancak kötü amaçlarla kullandı. Tekrar benzer bir durumun yaşanmaması bizlerin elinde. Olası büyük keşifler insanoğlu için çok ama çok faydalı olabilir. Gelecek biz insanoğlunun elinde.
Kaynak ; http://cagatayergor.com/uzay-zaman-kuantum-teorileri/
Dünya üzerinde yalnızca 100 ışık yılı çevresinde bölgeyi taradık. Galaksimiz 100.000 ışıkyılı genişliğindedir. Oldukça küçük bir civarı taramış durumdayız. Ek olarak yalnızca hidrojen frekansının yakınındaki frekansları taramaktayız. Biraz önce belirttiğim gibi, her türlü ekosisteme uyum sağlayan canlılar mevcut ve uzayda ‘’ yaşam olamaz ‘’ dediğimiz sayısız gezegende yaşam olabilirlik ihtimali mevcut. Ancak üst düzey akıllı canlı arayışımıza cevap arayamazlar. Çünkü tıpkı ekosistemimiz gibi uygun ortamlardaki ekosistemlerin ‘’ üstün zeki yaşam medeniyetleri ‘’ barındırabileceği düşünülüyor, benim de düşüncem bu yönde. Bir buz ekosisteminde dört ayaklı tuhaf yaratıkların olduğunu, ancak Gliese 581 g gezegeninde ruh ikizimin olabileceği ihtimalini ele alıyorum. Kulağa oldukça fantastik gelse de, dünyaya benzeyen ve yaşam kuşağında olan gezegenlerde zeki yaşam neden olmasın?
Biraz kendi bilimsel keşiflerimize değinmek istiyorum. Bir konu beni oldukça heyecanlandırmakta. Yıllardır varolan ‘’ sicim teorisi ‘’ ve ‘’ paralel evren – çoklu evren ‘’ teorisi hakkında her geçen gün yeni teoriler üretiliyor ve bu teorilere bazı gelişmeler ışık tutuyor. ‘’ M Teori ‘’ olarak adlandırılan ‘’ Sicim Teorisi ‘’ ne göre 11 boyut mevcut. Boyutlar, sicimler ve zarlardır. Evrenin küçücük bir kabarcık olduğu hemfikri günden güne artmakta. Çok daha geniş bir hiperuzayda varolan kabarcık… Bilimkurgu, bilimin ilham kaynağıdır.
Big Bang teorilerine yenisi eklendi ve şahsen bu teori, diğer teoriden daha güçlü. Yeni teoriye göre en az iki evren mevcut. Evrenlerin çarpışması sonucu çıkan enerji ile yeni bir evren doğuyor ( Big Bang ) . Bu teorinin kanıtlanması için çoklu evren ve sicim kuramları teorilerinin de kanıtlanması gerekmekte. Bu şekilde zaman yolculuğu, galaksi seyahati gibi birçok bilimkurgusal olguyu bilimsel kuramlara dökebileceğiz ve fizik kitapları baştan yazılabilecek.
Varolabilecek onlarca bilimsel gelişme ve kanıtlanacak kuramlar dünyayı Tip1 uygarlığına tamamiyle geçirebilecek ve insanoğlu boyut atlayabilecek. Ancak şöyle bir sorun var. İnsanoğlu kötülüğü benimsediği takdirde bulunan her yeni olgu kötü amaçlarla kullanılabilecek ve küresel barış sağlanmadığında olası bir geçiş sağlanamayacak. Tipik atom bombası vak’ası gibi düşünebiliriz. Atom parçalama bulundu, ancak kötü amaçlarla kullandı. Tekrar benzer bir durumun yaşanmaması bizlerin elinde. Olası büyük keşifler insanoğlu için çok ama çok faydalı olabilir. Gelecek biz insanoğlunun elinde.
Kaynak ; http://cagatayergor.com/uzay-zaman-kuantum-teorileri/
